Andrey Arsenyevich Tarkovsky, 4 Nisan 1932’de Moskova’da doğdu ve 29 Aralık 1986’da Paris’te öldü. Sovyet yetkilileri tarafından sansürlenmelerine rağmen Batı’da alkışlandı.
Tanınmış Rus bir şairin oğlu olan Tarkovsky, Birleşmiş Milletler Devlet Sinematografi Enstitüsü’nde film yapımı okudu ve 1960’ta mezun oldu. Diploma çalışması Katok i skripka (1960; The Steamroller ve Keman) ile New York Film Festivali’nde ödül kazandı ve ilk uzun metrajlı uzun metrajlı filmi (1962)İvan’ın Çocukluğu’nu çekti. II. Dünya Savaşı sırasında Rus cephesinde yetim bir çocuğun yaşadığı deneyimleri anlatan bu filmi ile uluslar arası bir üne kavuştu. Bir ortaçağ Rus ressamının hikâyesi olan sonraki filmi Andrey Rublyov (1965), orta çağı çok iyi yansıttığı için bir başyapıt olarak kabul edildi. Sonraki filmleri arasında (1971)Solaris, (1975)Ayna ve İz Sürücü(1979) yer aldı.

Tarkovski’nin filmleri çarpıcı görsel imgeleri, sembolik, görsel tonlarının yanısıra geleneksel ve dramatik yapının azlığı ile dikkat çekiciydi. Filmlerinin birçoğu Sovyet yetkilileri tarafından yerel dağıtımdan yasaklandı ve 1984’te Tarkovsky İtalya’da Nostalji (1983) filme alındıktan sonra Batı’da kalmaya karar verdi. Batı Avrupa’da da yaptığı son sinema filmi ise Kurban (1986) filmiydi.
1-İz Sürücü(Stalker)

Bilim kurgu filmi olan Stalker, Tarkovski’nin İtalya’ya göç etmeden önce Rusya’da yaptığı son eserdir. Strugatsky Brothers romanı olan Stalker yol kenarındaki pikniğe dayanıyor. Kurgusal bir dünyadaki kahramanımız ölü bölgesinde yasadışı turlara liderlik ederek para kazanıyor. Burası ziyaretçilere en derindeki arzularını sunan bir odası olan gizli bir tehlike alanıdır. Stalker, yazar ve profesör ile bölgeye doğru yola koyuluyor. Bu metafizik labirentte ıssız bölgeden geçen yol yalnızca algılanabiliyor.
2-Solaris

Tarkovsky, Polonyalı yazar Stanislaw Lem’in bilim kurgu romanı olan Solaris’i sinemaya uyarladıktan sonra çok fazla övgü kazanmıştır. Hikâye, Solaris gezegeninin etrafında dönen bir uzay istasyonunda, gizemli olayları araştırmak için gönderilen bir bilim insanıyla ilgilidir. İstasyona vardığında ölü karısını istasyonda canlı olarak bulur ve onu öldürmeye çalışır, ancak karısı tekrar tekrar geri gelmeye devam eder.
3-Nostalji(Nostalghia)

1980’lerin başında, Tarkovski Rusya’yı tamamen terk ediyor. Film yapımcılığı kariyeri, İtalyan senaryo yazarı Tonino Guerra ile birlikte yazdığı bir TV belgeselini yaptığı İtalya’da yeniden canlanıyor. Nostalji’de, bir Rus yazar tercümanı ile Toskana’yı gezip 18. yüzyılda Rus besteciyi araştırıyor. Aile hasreti ve çaresizlik, “dünyayı kurtarmak” için bir havuzun bir ucundan diğerine yanan bir mumla yürürken bir görevi üstlenmeye ikna eden bir deli olan Domenico ile tanışana kadar onu sinirlendiriyor ancak Domenico ile tanıştıktan sonra fikri değişiyor.
4-İvan’ın Çocukluğu(Ivan’s Childhood)

Tarkovsky’nin ilk uzun metrajlı filmidir. Hitler’in istilacı birlikleri tarafından yetim bırakılan on iki yaşındaki İvan, Sovyet Ordusu için bir izci olur. Bataklık cepheleri arasına girerek hayatını tehlikeye atar.
Film, Tarkovsky’nin Venedik Film Festivali’nde Altın Aslan ödülü kazanmasıyla Batı’da çok sevilir ve övgü kazanır.
5-Ayna(Zerkalo)

Ayna, Tarkovski’nin sinema kadar şiirlerine yakın olan filmidir. Ölmek üzere olan şair Alexei’nin parçalanmış anıları, Sovyet döneminde saygın bir tercüman olan Tarkovski’nin babası Arseny’nin şiirleriyle iç içe geçen bu unutulmaz otobiyografik incelemeyi oluşturuyor. Filmin sürekli değişen yaklaşımı düz bir anlatı sunmuyor ve olayları, hayalleri ve hatıraları haber kayıtları çekimleriyle birleştiriyor.